Çocuklarımızı gelecekte hangi yetkinlikler bekliyor ve kendi kişisel gelişimini sahicilikle dert edinen biz yetişkinler, kendimizi hangi alanlarda geliştirebiliriz?
Tesla’nın kurucusu ve dünyanın en önemli girişimcilerinden kabul edilen Elon Musk, geçtiğimiz günlerde Twitter üzerinde çok konuşulan bir çağrıda bulundu.
Bu çağrıda, Musk, Tesla şirketinde çalışmak isteyenlerin, bir lisans hatta lise diplomasına sahip olmasının zorunluluk olmadığını söyledi.
Kendisi de Stanford Universitesinde yapmakta olduğu doktora programını yarıda bırakan Musk, şirketinin AI (Yapay Zeka) takımına katılmak isteyenlerde aradıkları en önemli şeyin, kodlama olduğunu ve gerisinin öğrenilebileceğine inandığını belirtti.
Çoğu Twitter kullanıcısı bunu sadece motivasyonel bir konuşma olarak algılasa ve geçerliliğini sorgulasa da, Musk’ın söylemi, yeni bir söylem değil. 2014’de bir Alman otomotiv dergisine verdiği röportajda da, çalışma arkadaşlarında aradığı ilk özelliğin bir diploma olmadığını belirtmişti. Fortune 500 listesinde öne çıkan şirket yöneticilerinin de daha önce benzer açıklamalarda bulunduğunu biliyoruz.
Endüstri 4.0 gelecekteki dijital, bilimsel, sosyo-kültürel, ekonomik değişimleri ön görür ve dünyayı şekillendirirken, yeni beceri setlerine ihtiyaç olacağı aşikar. Bu da odağı doğal olarak akademik gelişimden daha çok, bu geleceğe uyum sağlayabilecek ve şekillendirebilecek becerilere çekiyor.
Bu durumda yukarıdaki sorulara cevap aramanın zamanı çoktan gelmiş olmalı. Çocuklarımızı okullarından alıp, diplomalarımızı yakmayacağız ama güldür güldür gelen, hatta gelmiş olan bir geleceğin gerektirdiği beceri/ yetkinlik setlerini de bilmek – bunlara hazırlanmak akıllıca olabilir.
Bu durumda biraz o becerilere bakalım. Aşağıda belirtilen liste, her yıl düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu, McKinsey’nin son raporları ve futurist dergilerden derlenerek hazırlandı.
1. Kompleks Problem Çözme ve Eleştirel Düşünce – Gelecek Beyinler
Nesnelerin interneti, yapay zeka, akıllı robot otomasyon sistemleri, zenginleştirilmiş gerçeklik gibi kavramlarla çalışacak zihinlerin, iş yaşamında karşılaşabilecekleri karmaşık problemleri net ele alabilmeleri ve sorunlara farklı/çoklu bakış açılarından bakabilmeleri en ön sırada yer alan becerilerden biri. Eğitim sistemimizde bu becerinin yerini tekrar tekrar sorgulamak zorundayız.
2. Yenilikçilik (Buluş Yapma) – Üretme Gücü & Cesareti
Geleceğin inovasyonlarını düşünürsek, hem yeni nesillerin, hem biz yetişkinlerin yenilikçi olma becerilerini geliştirmek üzerine odaklanması gerekliliği şaşırtıcı değil. İçinde çalışılan sektör, pozisyon ne olursa olsun, masaya yeni, taze bakış açıları, fikir, ürün koyabilmek önemini her daim koruyacak gibi görünüyor. Elbette bunun için kritik bazı ön gereklilikler yok değil. Cesaret edebilmek ve inisiyatif alabilmek gibi…
3. İşbirliği – Tek Başına Değil, Birlikte!
İş yaşamındaki çalışma dinamikleri, gün geçtikçe, plazalarda tek başına çalışılan kübiklerden, birlikte üretilen, sosyal çalışma takımlarına ve bu takımlarda birlikte iş sonuçları almaya evriliyor. Silo çalışma sitemlerinden bütünsel bakmaya dönüşen yeni dinamiklerde, takımla işbirliği içerisinde çalışabilme becerileri de ön plana çıkıyor.
4. Sosyal Zeka – Nur Topu Gibi Bir Zeka Türümüz Oldu
Üzerine çok konuşulup yazılan Duygusal Zeka’dan sonra, bu kavramı kapsayan ve daha geniş farkındalık/davranış setini içeren bir zeka kavramı ile karşı karşıyayız. Özellikle liderlik ve yönetim teorilerinde öne çıkan bu zeka türü, uzaktan çalışma, yapay zeka ile iletişim, internet ekonomisi gibi başlıklar hayatımıza girdikçe, daha fazla önem kazanıyor. Çok özet bir tanımla, sosyal zeka, duygusal zekayı, bireyin adaptasyon becerilerini ve durumsal olarak -bir anlayış (mindset)- geliştirebilme gücünü içeriyor.
5. Hizmet Odaklılık – Sadece Ben Değil, Biz
İlk duyulduğunda şaşırtıcı gelebilen ancak dünyanın gündeminde bir beceri Hizmet Odaklılık. Teknoloji ve artan rekabet nedeniyle gün geçtikçe daha da bireyselleşen iş ortamlarında başkalarının ihtiyaçlarını doğru okuyabilen ve bu ihtiyaçlara hızlı cevap verebilen bakış açılarına ihtiyaç duyulduğu bir gerçek. “Başkaları için hazır olabilmek” mottosuyle konuşulan bu davranış biçimi, kuşkusuz takım ve organizasyonların ilerleyebilmesi için kritik derecede önemli.
6.Esneklik – Uyum ve Adaptasyon
Listede en fazla öne çıkan ve üzerinde en çok konuşulan becerilerden biri. Katılık; yani bu böyle olur, bu böyle yapılır halinin tam tersi… Statükoyu sorgulayabilmeyi, olan biteni doğru yorumlayabilmeyi, gereken değişikliği yapabilmeyi anlatan bir beceri. Duygusal ya da akılcı, farklı verileri toplayabilen, bu verilerle yeniye temas edebilen insanların özelliği olarak ön plana çıkıyor. Çevikliğin masaların vazgeçilmez konusu olduğu bir dönemde de önemini uzun süre koruyacak gibi görünüyor.
Özetle, Dünya Ekonomik Forumu raporlarına göre, bugün şirketlerde aranan özellik olarak görülen becerilerin üçte biri gelecekte geçersiz olacak ve kendimizi geliştirerek geleceğe hazırlayabilmek yeni beceri setleri edinmemizle mümkün olabilecek.
Bu liste içerisinde benim favorimse 6 numarayla esneklik.
Bundan yıllar önce koşuya ilk başladığımda, koşu hocam bana antrenman sonrasında esneme hareketleri yapmanın öneminden bahsetmişti ama amatör bir öğrenci olarak o dönem pek dinlemediğimi hatırlıyorum. Sonrasında yaşadığım bütün sakatlıkları “yeteri kadar esnemediğim için” yaşadığımı öğrendiğimde ise bir çeşit hayat dersi vermişti koşu bana. Esnemediğin yerden kırılıyorsun.. Hele ki, değişimin yeni normal, çevik hareket edebilmenin elzem olduğu bir çağda…
Bu becerileri nasıl geliştiririz konusu ise başka bir yazının konusu olsun…
Gözde Berber Özbalaban
Danışman (MCT Management Center Türkiye)
Bir yanıt yazın